- Sosyal Ağlarda Hesabım Yoktur
Bildiklerinizi Unutun
Dr. Muzaffer Çavuşoğlu
( Onkolog )


Yanlış Bilinenler
"Cehalet içinde yaşamak, bilgiyle yaşamaktan kolaydır, şanslı olanlar cahilce yaşamaya devam ederler."
Paul ARDEN
- Kanser, kanser değildir.
- Kanser oluşumu önlenebilir, gelişmişse tedavi edilebilir.
- Kanser metastazları önlenebilir, gelişirse tedavi edilebilir.
- Meme kanserleri meme dokusu korunarak tedavi edilebilir.
- Yaşlanma etkileri geciktirilebilir.
- Menopoz gelişimi ertelenebilir.
- Daha genç olmak mümkün.


Yararı yok.

Meme kanserinde meme dokusu korunabilir.

Tedavi ile mümkün.

Lenf nodları korunmalı.
Kimse zekasından ötesini göremez.
Yakında yayınlanacak kitabımdan güncel bazı konuları kısaltarak, kısa bilgiler adı altında siteme koymayı uygun gördüm. Bilgiden herkes bilgisi kadar yararlanır .
–Modern tıp, teknolojideki olağanüstü gelişmelere rağmen, hastalıkların tedavisinde çağın gerisinde kalmıştır. Herhangi bir konuda başarısızlık varsa, bu gidilen yönün yanlış olduğu anlamına gelir. Yön yanlışsa yolu altınla kaplamak adrese götürmez. (*) Balık yemi görür oltayı görmez. (Çin Atasözü)
Bakış Açım
–Yaşam ölümün kıyısında yürüyüştür. Adalete benzer, adil değildir. (mç)
–Sahtekarların yükseldiği toplumlarda, erdemliler düşer.
–Bir görüşün yanlış olduğunu anlamak için bilgi gerekmez, çoğunluğun görüşü yanlıştır.(mç)
–1 X 0 = 0 (sıfır), 100 x 0 = 100 (yüz sıfır)
–Doğru her zaman ve her yerde tektir, değişmez. (Emilie du Châtelet)
–Her görüşe saygısı olanların görüşü yoktur. (mç)
–Kader, ovada uçuruma yuvarlanmaktır, dağda değil. (mç)
–Bilim geliştikçe, kader azalır, kader azalınca da KEDER.(mç)
–Makama saygı duyması gerekenler, atayan ve atanan kişilerdir. (mç)
— Allah bizi zekamız kadar korur.(mç)
–Düşman sahibi olmak için, başarılı olmak yeter. (mç)
–Başarı intikamdır, intikamda başarı. (mç)
–Bütün ilaçlar akıllıdır, doktor kadar. (mç)
–Çıkarların paylaşılmasına konsensüs denir. Bilimde konsensüs olmaz. (mç)
Yararlandığım Bilim İnsanları
Bilinen bütün bilim insanlarının görüşlerinden yararlandım. Fizik, kimya, matematik ve moleküler biyologlar başta olmak üzere, hatırladıklarımdan bazıları.
Molecular Cell Biology 6E
(Lodish, Berk, Kaiser, Kriger, Scott, Bretscher, Ploegh, Matsudaira)
The MD Andersen Manual of Medical Oncology
(H.M.Kantarjian, R.A. Wolff, C.A.Koller)
Lippincott’s Illustrated Reviews
(Nalini Chandar, Susan Viselli)
The Cell: A Molecular Approach
(Geoffrey M. Cooper, Robert E. Hausman)
Lippincott’s Illustrated Reviews Biochemistry
(Denise R. Ferrier)
Developmental Biology, 9th Edition
(Scott F. Gilbert)
The Dıctıonary Of Cell & Molecular Bıology
(John M. LACKIE)
Clinical Chemistry
(M.L.Bishop, E.P.Fody, L.Schoeff)
Maddenin Gizemleri-Elementlerin İzinde
(NSF)
Kahn academy
(Nova Laboratuvarı)
Essential Medical Genetics
(E.S.Tobias, Michael Connor, M.F.-Smith)
Fundamental Molecular Biology
(Lizabeth A. Allison)
Bütün makaleleri, ısı ve partikül
(Albert EİNSTEİN)
FAST FACTS
(Dr. Michael Baum, Dr. Harvey Schipper)
Becker’s World of The CELL
(Jeff HARDIN, Gregory BERTONI, Lewıs KLEINSMITH)
Isaac NEWTON, Stephen HAWKİNG, Maria CURİE, Michael FARADEY, J.C.MAXWELL
Emil von BEHRİNG, Shibo Sabura KİTASATO, Paul ARDEN, MONTAİGNE, Carl SAGAN, Nikola TESLA
Joseph PRİESTLEY, Antony LAVOİSİER, Humphry DAVY, Henry CAVENDISHVe çok daha fazlası yazar, düşünür ve bilim insanları bana katkı sağladılar. Teşekkürler. (mç)
Yanlış Bilinenler
1.–Destek tedavileri (Yaşasın yalan)
2.-karsinojen, karsinojenler = Hurafeler
3.-Yaş;
4.-Kanser teorileri
5.-Kanser
6.-Meme kanserleri;
7.-Metastaz
8.-Kanser aşısı
9.- Glioblastom multiforme.
10.-Kanser ve evre.
11.-Boyut ve patoloji
12.-Kanser tedavileri
13.-Akıllı ilaç
14.-Kanser ve cerrahi
15.-Kanser acil.
16.-Sporcuları kolay sakatlanıp geç iyileşmelerinde, COVİD19 ve mRNA aşılarının etkisi.
17.-Hastalıkların doku ve organ isimleri ile adlandırılması;
18.-Risk grubu,
19.-İmmün sistem
20.-Bağışıklık,
21.-Kalıtımsal hastalıklar.
22.-Lenfnod ve tonsil diseksiyonları
23.-Referans aralıkları
24.-Vücut kitle indeksi
25.-Hastalıkların yayılma şekli.
26.-İlaçların yan etkileri;
27.-Muadil,
28.- Çocuk
29.-Beslenme. (Kandırmanın binbir yolu)
30.-Plasebo,
31.-Antioksidan
32.-Antijen
33.-Antikor
34.- Otoantikor;
35.-Otoimmün
36.-Sigara;
37.-Alkol
38.-Obezite Cerrahisi (Mide Bypass)
39.-Botoks
40.- Antibiyotik direnci;
41.-Hastane infeksiyonları
42.-Hastalıkların yayılma şekli, kişisel yazılım.
43.-Mutasyon;
44.-Aşıların etki mekanizması.
45.-mRNA aşıları (Biyolojik aktivite değişimlerine neden olurlar.)
46.-Grip aşıları
47.-Karma aşılar,
48.-Rapeller
49.-Varyant
50.-Omikron
51.- Göçler.
52.-Prebiyotikler-probiyotikler
53.-Toplumsal bağışıklık (=Sürü bağışıklığı)
İmmün Sistem = (Başarısızlığın mazereti) (*)
SİSTEM; Bir amaca ulaşmakta, ilişkili oldukları düşünülen elemanlar grubu. (TDK)
İmmünite (bağışıklık) patojenlerin neden olduğu zararlı etkilere karşı korunma durumudur. Her patojen her insanda hastalığa neden olmaz. Herhangi bir insanda hastalığa neden olan bir patojen, o insanın doku veya organlarının her yerinde hastalığa neden olmaz. Hastalıklara karşın yaşamımızın devamını bu yaradılış mucizesine borçluyuz. Fonksiyon farklılıklarımız nasıl sistem değilse, patojenlerden farklı etkilenmemizde sistem değildir. Kimse zekasından ötesini göremez. Farklı kişilerdeki farklı hastalık gelişim ve seyirlerini sistem adı altında toplamak ve mucizevi nesne uydurmaları ile rant sağlamak ticari deha olmalı. (*) Ayrıntılar kitapta.
Destek Tedavileri (Yaşasın yalan)
Doğru her zaman, her şeyde tek ve değişmezken, yalanın sonsuz olması ve özellikle sağlıkta mucize beklentisi hokkabazların sınır tanımazlığı bilimsel açıklamasını kitabımda bulacağınız son zamanların modası DESTEK TEDAVİLERİ konusunda bilgilendirme gereği duydum. Boy kilo endeksine göre doz veya ihtiyaç belirleme yanlış ve çocuk büyüğün küçüğü değil farklı.
– Göz kararı, yeteri kadar, tutam, kaşık çeşitleri bilimde ölçü birimi değildir. Her şeyin azı az, çoğu fazladır. İhtiyaçlarımız, performansa ve moleküler yapımıza göre değişir. Sözde destek tedavileri amaçlananın tam tersini yaparlar. Az su kurutur, çok su çürütür. Vücut hiçbir şeyin fazlasını atamaz. Fazlasını atabilseydi eksiğini de tamamlardı. Hastalıklar ve yaşlanmaların öncü sebepleri patojenler ve atıklardır.
Son yıllarda kanser yaşının küçülmesi ve olgu artışı, destek adı altında kullanılan hormon ve vitaminlerin yanında her gün bir yenisi çıkan mucizevi nesnelerin gelişigüzel kullanımlarıdır. Onda o var onu yapar, bunda bu var bunu yapar sadece yalandır. Bilindiği gibi oksijensiz ve karbonsuz yaşam olmaz. Oksijensiz ve karbonsuz (CO) karbonmonoksit te olmaz.
–Hücreler kimya fabrikaları gibi bir enerji çeşidini, başka bir enerji çeşidine dönüştürebilir, basit kimyasal yapı taşlarından, yapıyı oluşturan molekülleri üretebilirler. Değişik ve karmaşık yapıları ile proteinler hücrelerde sayısız işlevleri yerine getirirler. Hücreler, 20 farklı amino asidi düz bir zincir şeklinde birbirlerine ekleyerek bir proteini oluştururlar. Tipik bir protein 400 amino asit uzunluğundadır. Bizler aminoasitlerimizi ya diğer moleküllerden sentezleriz, ya da tükettiğimiz proteinlerin yıkımından sağlarız. Sentezleyemediğimiz ve sağlık için besinlerden almamız gereken temel (elzem, esansiyel) aminoasitler 8 tanedir. Bu 8 amino asidin tamamını garip isimli mucizevi nesneler değil, sadece mısır ve fasulye karşılar.
(mç)
- Molecular Cell Biology 6E
- (Lodish, Berk, Kaiser, Kriger, Scott, Bretscher, Ploegh, Matsudaira)
Yaş – 65 Sihirli Yaş (*)
–Hastalıkların ve yaşlanmanın oluşum ve seyir dedikoduları arasında birinci sırada yer alan zavallı yaş, cehalet kurbanıdır. Yaşamda zaman etkisini hücreler üzerinde gösterir. İnsanların hücreleri ve hücrelerin moleküler yapıları farklı olduğundan, zamanın yaşlanma üzerindeki etkisi kişilere göre değişir, bu nedenle farklı yaşlanırız.
Hücre sayısı azalması ile yaşlanma arasında tavuk yumurta benzeri bir ilişki vardır. Yaşlandıkça hücre sayılarımız azalır, hücre sayılarımız azaldıkça yaşlanırız.
–65 yaş la ilgili, bilim dışı ısrarın nedeni; –ABD de 1990 larda, Toplum kaynaklı respiratuar virüslerle (CRV) ilgili çalışmalarda; (bunlar 1-Bocavirüs, 2-human metapnömovirüs ve 3-coronavirus lerdir.)
RSV pnömonilerindeki tedavi başarısızlıklarının daha çok 65 yaş üstü kişilerde görülmesi üzerine akıl tutulması, ile 65 yaş (baz) kriter olarak alınmıştır. Türkiye den birileri, bunu duymuş ve ciddiye almış olmalı. Daha çok veya daha az bilimde ölçü değildir. Hastalıkların oluşum ve seyirlerinin, hurafelerle ilgili olmadığına dair bilgileri, KİTAP ta bulacaksınız.
Kanserler
Bilim çevrelerinin kanserlerle ilgili görüşü; KANSER gelişimi, kanser gelişen hücrelerin kontrolsüz üremesi (=bölünmesi) şeklindeki görüştür. Bu hatalı görüş, aynı zamanda kanser oluşum ve tedavilerindeki başarısızlıkların nedenidir. (*)
Latincede yengeç anlamına gelen bir kelimedir. Kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olan kanserler, daha çok apoptoz dışı hücre ölümleri sonucu toksik atık birikimlerinin, hücre beslenme ve iletilerini bozması sonucu oluşan bileşenlerden kaynaklanırlar. İlişkili olduğu hücre tipine göre bileşen oluşumu değişir, bu nedenle farklı bileşenler farklı kanserlere neden olurlar. Kanserlerin %90 oluşturan karsinomlar, hücrelerin iç ve dış yüzeylerini kaplayan epitel hücrelerinden kaynaklanmaktadır. Akciğer, meme ve kalın barsak kanserleri, bu tip en sık görülen kanserlerdir. Sarkomlar kemik, kıkırdak, yağ ve kas gibi destek dokularda gelişir. Lenfomalar ve lösemiler, kan ve lenfatik orijinli hücrelerden kaynaklanırlar. Çevrelerinden izole olan hücreler ölürler. Hücre vasfını kaybetmiş (kanser gelişmiş)hücrelerle temas eden hücrelerde zamanla ölürler. Bu kısır döngü yaşam sonlanana kadar devam eder. Yaşam farklı kişilerde, farklı sürelerde, farklı etkenlerle, farklı şekil ve sürelerde ölüme programlanmıştır, ölüm ertelenebilir önlenemez. (*)
Kişisel farklılıklar, çevre koşulları ve farklı yaşam biçimleri, farklı bileşen oluşumlarına, farklı bileşen oluşumlarıda farklı kanserlere neden olurlar. Kanserlerin dağılımı Irklara, çevrelere ve bölgelere göre farklılıklar gösterirler. Göçler, göç alan ülkelerde farklı kanserlerin oluşumlarına neden olurlar.
Kanserlerle ilgili bilim insanlarının bilim dışı görüşlerinden birkaçı;
Yalanlar ve yanlışlar her şeyin olduğu gibi biliminde ortağıdırlar. (*)
1.-Kanser genelde hücrelerdeki DNA nın hasar alması sonucu hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesi ve çoğalması sonucu oluşurlar.(Genel daha çok anlamına gelir, daha çok bilimde ölçü birimi değildir.)
2.-Kanser vücudun başka yerlerine yayılma potansiyeli olan kontrol edilemeyen hücre bölünmesi ve büyümesidir.
3.-Kanserler, anormal hücrelerin hızla bölünerek diğer doku ve organlara yayılıp istila etmesi sonucu oluşurlar.
4.-Kanserler, bir doku veya organdaki hücrelerin kontrolsüz şekilde bölünüp çoğalması ile gelişen kötü huylu tümörlerdir.
-Kanser, her türlü kötü tümörün neden olduğu hastalıklar için kullanılan terim.
-Kanserlerle ilgili konuşulanların içinde doğru yok. Kanserden korkma geç kalmaktan kork, bilim ve akıl dışı bir sözdür. (Kime göre geç, geç kalmanın ölçüsü ne.) Kanserden korkma, bilgisiz hekimden kork olarak değiştirmek gerekir. Erken evre bütün kanserlerin iyileşeceği anlamına gelmediği gibi ileri evrelerde hastaların kaybedileceği anlamına gelmez. Kanserlerin oluşumu, yayılması, evre ve patoloji ile ilgili bilgiler çağdışı. Evrelemeler makro ölçekte tetkiklerle ve hekimlerin bilgilerine göre yapılır, İnsanlar farklı hücre gruplarından oluşurlar ve hücre gruplarının dağılım ve moleküler yapıları farklıdır. Bütün hastalıklarda olduğu olduğu gibi, kanserlerinde oluşum ve yayılımı nano ölçekte başlar. İnsan vücudunda kişilere göre değişen yaklaşık 500 ile 1000 arasında lenf nodu vardır. Her insanın lenf nod sayısı farklıdır. Bu nedenle pozitif lenf nod sayısı bilimsel açıdan anlamlı değildir. Kaldıki negatif nod, hastalığın lokal kaldığı anlamına gelmez.
Nano ölçekte oluşan ve yayılan kanserlerde PET-CT nin evrelemede kullanılması ise cehalet değilse ticarettir. Farklı kanserler, farklı bileşen oluşumlarına neden olurlar, farklı bileşenlerin PET-CT görüntüleri farklıdır ve yanılgı nedenidir.
Sözde hastalığın yayılmasını önleme amaçlı lenf nod diseksiyonları ise, amaçlananın tam tersi sonuçlara kanserlerin hızlı yayılmasına neden olurlar. (*) Bak.- Tonsil-lenf nod diseksiyonları.
–Cehalet içinde yaşamak, bilgiyle yaşamaktan kolaydır, şanslı olanlar cahilce yaşamaya devam ederler. (Paul ARDEN)
TEDAVİ. Kanser tedavilerinin başarısızlık nedeni, kanser oluşum nedenlerinin tedavi olarak seçilmiş olmasıdır. (*)
Hücre ölümleri nedeniyle oluşan kanserleri, yine hücre ölümleri ile iyileştirmeyi düşünmek başarısızlıklarının nedenidir.
Kanser tedavileri, kanser teorilerine göre oluşturulup, sonuçlar istatistiklerle değerlendirilmektedir. İstatistikler bilime değil amaca hizmet ederler. Teori yanlış olunca tedavinin doğru olması beklenemez.
Çağın olağanüstü gelişmelerine ve bütün allayıp pullamalara karşın kanser tedavileri başarısızlıklarla doludur. Kanser hastalarının %90 ının metastazlardan, %10 unun ise tedavi hataları ve hastalığın yan etkilerinden kaybedilmesi başarısızlığın göstergesidir. (*)
Başarısızlıkların birinci nedeni primer tümör tedavilerinin yanlışlıklarla dolu olmasıdır. Primer tümör tedavileri başarılı (doğru) olsa metastaz gelişmez. (ayrıntılı bilgi kitapta) Aynı şekilde primer tümör tespit edilememiş ve metastaz gelişmişse, metastazı iyileştiren tedaviler primer tümör gelişimini önlerler, gelişmişse de tedavi ederler. Kanserlerle ilgili bilimsel çalışmalar yanlış yöndeki yolu altınla kaplamaktan ibarettir. (*)
Kanserler lokal hastalıklar olmamasına karşın tedavilerde çoğunlukla cerrahinin birinci seçenek olarak görülmesi, hatta bazı olgularda metastaz sayısı ile zorlama cerrahiler başarısızlıkların birinci nedenidir. Kanserlerde cerrahiler sadece palyasyon sağlayabilirler o da doğru yapılırsa. Seçili olgularda tümörektomi ve nekrotik dokunun temizlenmesi (nekrotik cerrahi) tümör yükünü azaltarak tedavilere katkı verebilir. Özefagus kanserlerinde endoskopik olarak yerleştirilen tüpler palyasyon sağlarlar. Kolon kanserlerinde perforasyon ve kanamayı önlemek için, palyatif cerrahi uygulanabilir. (*)
Lokal tedavilerin (=primer tümör tedavilerinin) başarısızlığı, kanserlerin lokal hastalıklar olmamasından. Metastaz gelişmesi primer tedavilerin başarısızlığı ve kanserlerin sistemik hastalıklar olmamasından kaynaklanmaktadır.
Kanserler hücre ölümleri ve hücre ölümlerinin atık birikimlerine neden olarak çevrelerinden izole olmasına ve ölümlerine neden olurlar. Hücre ölümleri domino benzeri etki ile temas hücrelerinin ölümlerine neden olurlar.
Kanserlerde en önemli prognostik faktörün zaman olması, zamanla hücre ölümlerinin ve atıkların artması nedeniyle zararlı bileşenlerin oluşmasıdır. Oluşan bileşenlerin kimyasal yapılarına göre kanserler değişir Kanser oluşum nedeni hücre ölümleridir. Kanser tedavileri, sözde kanser hücrelerinin (Kanser hücresi diye bir hücre yok) ölümüne programlanmıştır. Son yıllarda öldürmenin birde akıllısı çıktı. Başarısızlıkların nedeni budur. (*)
Kök hücreler organizmanın yaşam süresince bölünebilirler. Çok sayıda hücre bölünme kapasiteleri nedeniyle, kök hücreler aynı zamanda kanser hücrelerinin kaynağını da oluşturabilirler.
–Çok sayıda hücre bölünmesine gitme kapasiteleri nedeniyle kök hücreler kanserlere neden olabilecekleri gibi, kanserleri tedavide edebilirler. Az su verildiğinde çiçeğin kuruması, çok su verildiğinde çürümesi gibi.
Onarım için bölünme hızının artışı, hatalı hücre oluşumuna neden olurken, yavaşlaması moleküler yetersizliğe neden olur. Hatalı hücreler ise çevrelerinden izole oldukları için ölürler, ölümleri atık oluşturur ve hücre iletilerini azaltarak fonksiyon kayıplarına neden olurlar. Kanser gelişimi için hücre ölümü sonrası, nekroz gelişimi ve mikro patlamaların neden olduğu DNA mutasyonu yeterlidir. (mç) Ayrıntılar KİTAPTA.
Kanser acil.
Acil kelimesi özellikle tedavilerinde sorunlar yaşanan hastalıklarda gereksiz olarak çok kullanılırlar. Kanserler onlarca yılda oluşurlar, bu nedenle küratif acilleri yoktur. Özellikle meme kanserlerinde acilin yeri yoktur.
Yinede yıllarca gecikmelerin neden olduğu aciller, MDA na göre dört (4) tanedir.
Bunlar;
1.-Superior Vena Cava Sendromu
2.-Gastrointestinal Kanama
3.-Spinal kord basısı.
4.-İntrakranial basınç artışı.
MDA acilleri arasında meme kanserleri yok.
Metastaz
-Tıpta yayılma, bir yerde başlayan hastalığın bir başka yere gitmesi şeklinde tarif ediliyor. Hastalıkların motorları veya tekerlekleri yoktur, bir yerden başka bir yere gitmezler. Hastalıkların oluşumları ve farklı doku veya organlarda hastalık geliştirmeleri tesadüf değil, tamamen bilim. Kanser gelişen hücreler, hücre özelliklerini kaybettiklerinden ve zamanla öldüklerinden kanser hücresi diye bir hücrenin varlığı söz konusu değildir. Ölen hücrelerse ne çoğalır, nede seyahat ederler. (*)
Çok ünlü bazı doktorların metastazlarla ilgili görüşleri;
–İkincil bir tümörün (yada tümörlerin) ilkinden uzak bir bölgede büyümesi kötü huylu tümörleri tanımlamak için kullanılır. Metastatik yayılım.- Uzak bölgede lokal yayılma, ikincil tümörlerin büyüme süreci. (J.M. LACKİE)
–Kanser hücrelerinin köken aldıkları bölgeden yayılması ve ikincil büyüme bölgelerinin oluşması. (Molecular Cell Bıology 6E)
–Kanser hücrelerinin, kan veya lenfatik sistem yoluyla diğer organlara yayılması. (Hücre Moleküler Yaklaşım- Geoffrey M. Cooper)
–Tümör hücrelerinin uzak organlara kan dolaşımı veya diğer vücut sıvıları aracılığı ile yayılması. (Becker in Hücre Dünyası- Jeff Hardın – Gregory Bertonı)
–Bilgilerinden çok faydalandığım bu değerli doktorların metastaz konusundaki görüşlerinde doğru yok. Metastaz denilen şey nedir, nasıl oluşur. KİTAPTA.
Kanserler ve metastazları haber vererek gelirler, önlenebilir ve tedavi edilebilirler. Bilim çevrelerinin metastazlar veya hastalıkların yayılması ile ilgili görüşleri taş devrine özgüdür. Metastaz doğru bir kelime değil anlaşılsın diye kullanıyorum, metastazların önlenmesi basittir. Metastaz gelişimi primer tümör tedavisinin yanlışlığını gösterir. (*)
Meme Kanserleri
-Meme kanserleri; Etyolojileri ile ilgili bilim dışı söylemler ve tedavilerinde, cerrahiler başta olmak üzere hatalar nedeniyle, kanserlerin kötü yıldızlarıdır. Hastalık oluşumu ile meme kaybı endişesi, geleceğe dair bütün planları bozar ve patojeniteyi artırır.
Semptomlar kabaca; Memede kitle, kitleye bağlı şekil değişikliği, (=asimetri) ve ağrı en sık yakınmadır. Diğer belirtiler memede büyüme ve asimetri, deride ülserasyon, meme başı değişikliği, aksillada kitle (lenf nod şişmesi ve ağrı) vbg pek çok patojenite (farklılık). Kanserle özdeşleştirilen lenf nodu şişme ve ağrıları nın nedeni, kanserlerden çok enfeksiyonlardır. Lenf nod diseksiyonları bilinenlerin aksine hastalıkların engelsiz yayılmalarına neden olarak patojeniteyi artırırlar. (*)
Aksilla diseksiyonları; kol ödemi, omuz hareketlerinde kısıtlama, deformite, kolda kuvvet azlığı, uyuşukluk, ödem vbg pek çok probleme neden olurlar. Bunlar buzdağının görünen kısmı. Lenf nod diseksiyonları, hastalıktan daha çok zarar verebilirler.
Meme kanseri ile ilgili risk faktörleri istatistiklerle belirlenirler. İstatistik denize bir kova daldırdığımızda kovada balık varsa denizde balık var, kovada balık yoksa denizde balık yok demeye benzersede, istatistiklerde kovalar amaca uygun yerlerde denize daldırılırlar. (*)
Bir etken, istisnasız her bireyde, aynı doku veya organda, aynı etkide, aynı hastalığa neden oluyorsa, o hastalığın etkenidir. Herkeste aynı etkiyi göstermiyorsa, hastalığın etkeni farklıdır. Daha çok veya daha az, bilimde ölçü birimi olmadığı gibi, bilimin gelişiminin önündeki en önemli engeldir. (*)
- Meme kanserleri kadınlarda en sık görülen kanser tiplerindendir. Yıllık insidansı, yaşa paralel olarak artmaktadır.
NOT; Yaş meme kanserlerinde en önemli risk faktörü olarak kabul görmektedir. Aslında yıllar (yaşlar) etkilerini hücreler üzerinde gösterirler. Kadınlar arasındaki farklılıklar, kanser oluşumlarının farklı yaşlarda ve farklı olmasına neden olurlar. Şu yaşlarla şu yaşlar arasında denme nedeninden de anlaşılacağı gibi etken yıllar değil hücrelerlerdir. (*)
- 8 kadından birinde meme kanseri görülmez. Yanlışın doğrusu 85 yaşına kadar yaşayan 8 kadından birindedirki o da doğru değil.
Bölgeler ve ırklar kanserlerin dağılımında ciddi farklılıklara neden olurlar. Gelişmiş ülkelerde, az gelişmiş ülkelere ve asya ülkelerine göre meme kanserleri bir kaç kat daha fazla görülmektedir. (Meme kanserleri, beyaz ırkta sarı ırktan fazla görülür.)
- Kalıtımsal olduğu söylenen kanserlerin çoğu hamilelik dönemindeki travmalardan ve enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Yaklaşık %5 oranında olduğu tahmin edilmektedir. Kalıtımsal kanserler önlenebilir ve tedavi edilebilirler.
- Yaklaşık %10 olduğu söylenen aile hikayeleri ise, hikaye değil masaldır. Cevaplanması gereken soru, aile fertlerinin hepsinin hikayesinin neden farklı olduğudur. (Neden başka, KİTAPTA)
- Meme kanserlerinin oluşumunda spesifik gen mutasyonları hastanın hikayesine göre değişmekle birlikte, BRCA1 ve BRCA2 genleri için oran %5 ile %10 arasıdır.
- Doğal hormonal faktörler;
Geç menarş, menarşın iki yıl gecikmesinin %10 oranında koruyuculuk sağladığı rapor edilmiş.
Erken gebeliğin meme kanseri riskini azalttığı söylenmiş, hamilelik yaşına göre bu oranlar değişiyor.
- Geç menopoz meme kanseri riskinde artış ile ilişkilendirilmiş.
- Hamileliğin meme kanseri riskinde geçici bir artışa neden olduğu ileri sürülmektedir.
- Eksojen hormon kullanımı;
Menopoz semptomlarının önlenmesinde kullanılan hormonlar. Oral kontraseptifler ve hormon replasman tedavilerinin, meme kanseri riskinde küçük bir artışa neden olduğu gösterilmiş.
İlginç görüş; Meme kanseri insidansı, oral kontraseptif kullananlarda yüksek olmasına rağmen, hastalık mortalitesi sabit kalmıştır. (FAST FACTS – Michael Baum ve Harvey Schipper)
Garip bir değerlendirme şaka olmalı, bilimle ilgisi yok.
- Olağan sabıkalılar;
Sigara
Alkol
Obezite
Diyet
OBEZİTE, Her hastalıkta olduğu gibi meme kanserlerinde de akla gelen ilk sabıkalılardandır. Obezite ile hastalıklar arasında ciddi ilişki olmasına karşın, söylenenler doğru değil, obezitenin etkisi farklı. (*)
- Radyasyon;
Derecesine bağlı olarak bütün hücre grupları da etkili olarak hastalığa neden olur. Yinede hastalık oluşumunda öncelik öncelik radyasyona hassas olan hücrelerindir.
- Boyut
Kanserlerle ilgili çok konuşulan, hatta hastalığın seyri ile de ilişkilendirilen boyut konusu cehaletin zirvesidir. Boyutla patoloji farklı şeylerdir. Kanserler nano ölçekte başlarlar. (Nano mm nin milyonda biridir.) Hücreler, inanılmaz çeşitte ve boyutta olabilirler. Boyutun büyük veya küçük olması, patojenden etkilenen (=hastalık gelişen) hücrenin boyutu ile ilgilidir. Patojeniteyi oluşan bileşen belirler. (*)
Ve bilimsel gerçeklikten uzak onlarca etken (=neden)
Risk faktörlerinde en az diğerleri kadar (söylenenler kadar) bilimsel bunları unutmuşlar.
Bunlar
1) yemeği tahta kaşıkla yiyenler.
2) çelik kaşıkla yiyenler.
3) Yemeği 30 dakikada yiyenlerler.
4) Yemeği 31 dakikada yiyenler.
Bütün risk faktörlerinde ve etyoloji ile ilgili konuşulanlarda bilim yoktur. Denk gelenlerse duran saat örneği. (*)
Küpe; (*)
- Meme, over ve endemetriumdan birindeki kanser varlığının, diğerlerinde hastalık geliştirmesi kural değil. Diğerlerinde hastalık gelişimi tamamen bilimle ilgili. KİTAPTA.
- Meme kanseri olgularında, TAH+BSO veya over kanserlerinde, mastektomiler kür sağlamadıkları gibi fonksiyon kayıplarına, hastalıklara ve erken yaşlanmaya neden olurlar.
- Kalıtımsal meme kanseri riski nedeniyle, uygulanan mastektomiler bilim dışıdır.
Kanserlerde, cerrahilerin yeri palyatiftir, o da seçili olgularda. (Ayrıntılar KİTAPTA)
Risk grubu söylemleri, hatalı tanılara ve tedavilere neden olmaktadır. Risk faktörleri istatistiki verilerdir, istatistikler bilime değil, amaca hizmet ederler. Herşeyin olduğu gibi, yalan ve yanlış biliminde parçasıdır. Bütün risk faktörlerini taşıyanlar hasta olmazken, risk grubunda olmayan kişilerin hasta olması, hastalık risk ilişkisinin bilimle ilgili olmadığının göstergesidir. (*)
-Cehalet içinde yaşamak, bilgiyle yaşamaktan kolaydır, şanslı olanlar cahilce yaşamaya devam ederler. (Paul ARDEN) Bildiklerinizi unutun.
TEDAVİ.
-Bütün kanserlerde olduğu gibi meme kanserinde de cerrahin yeri palyatiftir. Kanser hastalarının %90 ının metastazlarla, %10 ununda hastalığa ve tedavilere bağlı komplikasyonlardan kaybedilmesi başta cerrahi olmak üzere uygulanan tedavilerin yanlışlığını gösterir. (*)
Balık yemi görür, oltayı görmez. (Çin ATASÖZÜ)
-Kanserler ve metastazlarını önlemede veya tedavide, bugün tüm dünyada uygulanan tedavi protokolleri kür sağlamazlar. Bazı seçili olgularda palyatif etkileri söz konusudur. (*)
Kanserler lokal hastalıklar olmadıklarından, cerrahi, radyoterapi gibi lokal tedaviler, sistemik hastalıklar olmadıklarından da bütün hücrelerde moleküler değişikliklerle fonksiyon kayıplarına neden olan sistemik tedaviler kür sağlamazlar.
Lokal ve sistemik tedaviler, PİRÜS ZAFERİ benzeri etki gösterirler.
Bazı seçili olgularda tümörektomi veya nefrektomi tümör yükünü azaltmak için uygulanabilir. Doku kaybı ne kadar az olursa meme dokusunun onarımı o kadar kolay olur.
Diğer cerrahi metotların meme kanserlerinin tedavisinde yeri yoktur, kür sağlamadıkları gibi, doku ve fonksiyon kayıplarına neden olarak hastalıkları ve yaşlanmaları öne alırlar.
Lenf nod diseksiyonları ise bilinenlerin aksine hastalıkların engelsiz (daha erken) yayılmalarına neden olurlar. (*) KİTAPTA. (*)
-Meme kanseri, meme dokusunda kayba neden olmadan tedavi edilebilecek bir hastalıktır. Kanser gelişip gelişmeyeceği, gelişmeden nasıl önleneceği, gelişirse tedavisi mümkün. Tedavi süreci kısadır. Hastalık meme dokusu korunarak veya onarılarak iyileştirilebilir. Bazı seçili olgularda tümörektomi veya nekrektomi tümör yükünü azaltmak için uygulanabilir. Mastektomilerin tamamı yararsız olduğu gibi zararlıdır. Fonksiyon kayıplarına neden olarak hastalıkları ve yaşlanmaları öne alırlar. (*)
Evre
-Kanserlerin oluşumları ve yayılımları ile ilgili bilgiler, bilim dışı olduğundan evrelemeler yanılgı nedenidir. Hastalığın başlaması gibi seyride nano ölçekte değişikliklerle seyrettiğinden makro ölçekteki evrelemeler yanılgı nedeni. (*)
Semptom gelişmemiş olması veya tümörün tespit edilmemiş veya Bölgesel lenf nodların negatif olması hastalığın yaygın olmadığı anlamına gelmez. Doğru bir terim değil ama, primeri tespit edilemeyip, metastatik denilen kanserlerde karşılaşılan durum böyledir.
–ABD de erken evre meme kanseri ölümleri ile ilgili yapılan çalışmalarda, erken evre denilen hastaların %29.5 inde karaciğer metastazları varlığı tespit edilmiştir. Bilim çevrelerince, ilk tanı konulduğunda solid tümörlerde %70 oranında mikrometastaz gelişmiş olacağı kabul edilmektedir. Bana göre bu oran %100 dür.
Ayrıca nod negatif meme kanserli hastaların %30 unun meme kanserine bağlı gelişecek patolojilerden kaybedilebileceği öngörülmektedir.
Bu görüş meme kanserlerinin yayılım şeklinin bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
Solid =katı, sağlam, sıkı, yoğun vbg. anlamlara geliyor. Solid tümör terimi; meme, akciğer, kolon, over, beyin vbg organ kanserleri için kullanılmaktadır. Lösemi, lenfoma ve multiple myeloma gibi kanserler solid tümör dışı kabul edilirler.
Hagop M. Kantarjian, MD – Robert A. Wolff, MD – Charles A.Koller, MD
The MD Andersen Manuel of Medical Oncology
(mç)
-Bütün kanserlerde olduğu gibi meme kanserinde de cerrahin yeri palyatiftir. Kanser hastalarının %90 ının metastazlarla, %10 ununda hastalığa ve tedavilere bağlı komplikasyonlardan kaybedilmesi başta cerrahi olmak üzere uygulanan tedavilerin yanlışlığını gösterir. (*)
Meme kanserleri, hasta olan kişilerde, yaşın hücreler üzerindeki etkisine (Hücre ölümlerine) bağlı olarak farklı sürelerde ve farklı hücre gruplarında gelişir. Her etken (=karsinojen) herkeste hastalığa neden olmaz. Bu nedenle karsinojen kelimeside doğru değil. (*)
Tonsil ve Lenf Nod Diseksiyonları

- Gelişimini tamamlamış sağlıklı insanlarda kişilere göre değişen, yaklaşık 500 ile 1000 arasında lenf nodu vardır. Lenf nodları; Küçük gruplar halinde bir arada bulunurlar ve hepsi kanallar aracılığıyla birbirlerine bağlanırlar. Lenf nodu sayısı ne kadar çok ve fonksiyonelse, kişi o kadar sağlıklı olur.
- Lenf nod diseksiyonlarının negatif etkisi, sadece disseke edilen bölgede değil tüm vücutta görülür.
- Lenf nodları daha çok; boyunda, koltuk altlarında, göğüs boşluğunda, karında ve kasıklarda kümelenmiş halde, ayrıca; Kalp, Akciğer, Karaciğer ve Böbrek gibi organların ve bazı kan damarlarının etrafında yoğun olarak bulunurlar. Sindirim sisteminde lenfositlerin toplandığı farklı yapılar vardır. Bademcikler, geniz etleri, mide ve barsak duvarı lenfositten zengin yapılardır. Her lenf düğümü grubu, yabancı ve zararlı molekülleri atıkları, toplar ve arıtarak patojenlerin kontrolsüz bir şekilde vücuda yayılımını önlerler. Bilinenin aksine lenf nodu patolojilerinin nedeni, kanserlerden çok infeksiyonlardır. Kanserler nedeniyle özellikle yakın lenf nodlarının alınması, kanserlerin veya hastalıkların daha hızlı yayılmasına neden olurlar. Hücre ölümlerine neden olan bazı tedaviler, (sitostatikler, uzun süreli ve hatalı antibiyotik kullanımları) kalıcı etkili aşılar ve pek çok etken lenf nod tıkanmalarına neden olurlar.
- Lenf düğümleri, antijenleri vücudun uzak bölgelerinden toplayıp en uygun kişisel immün yanıtın oluşması için lenfatik sisteme sunulduğu filtreler olarakta düşünülebilir. Bir bölgedeki enfeksiyon lenf kanalları yoluyla ilgili lenf düğümlerine ulaşır. Her bir lenf düğümü (=nod) grubu, belirli doku, yapı veya bölgelerden sıvıyı direne eder, yabancı ve zararlı molekülleri, atıkları toplar ve arıtır. Böylece patojenlerin kontrolsüz bir şekilde vücuda yayılımını önlerler.
- LENF NODU (lenf düğümü).-Lenf bezi içinde lenfositlerin, makrofajların ve yardımcı hücrelerin retiküler dokunun gevşek ağsı yapıdaki küçük organıdır. Yeniden dolaşıma giren Lenfositler, lenfatik sistem boyunca, kana tekrar dönmeden önce lenf düğümlerine geçerler. Lenf düğümleri doku sıvısının boşaltım noktaları olarak çalıştıkları için ayrıca doku sıvısındaki yabancı antijenlere karşı bağışıklık cevabının verildiği muhtemel bölgelerdir. Lenf nodları süzgeç görevi görürler. Sağlıklı yaşam, lenfatik sistemin sağlıklı işleyişine bağlıdır. Lenf düğümlerinde immün yanıt için gerekli hücreler ve moleküller yeni oluşmuş antijene yanıt verirler.
- Lenf nodlarının görev yapamaması veya sayısının azalması her türlü hastalığa zemin hazırlayarak performans düşüklüklerine ve erken yaşlanmaya neden olurlar. Bir tek lenf nodunun hasarı veya eksizyonu bile sağlığı etkiler. Yoklukları hastalıkların tüm vücuda engelsiz olarak yayılmasına neden olur. Lenf nod şişme ve ağrılarının kanserlerle özdeşleştirilmesi ve eksizyonları, kanser tedavilerindeki başarısızlıkların önde gelen nedenlerindendir.
- Onkolojik tedaviler, hücre ölümlerine ve fibrozise neden olduklarından, damar daralma ve tıkanmalarına, aşılar ve kokteyl denilen pek çok iv uygulamalar, partikül oluşumlarına neden olduklarından, lenf nod ve damarlarda tıkanmalara, özellikledede beyin ve kalp damarlarında kanamalara neden olurlar.
- Cerrahi başarıymış gibi gösterilen tonsil ve lenf nod diseksiyonları, tüm bu uygulamalar, gerçekte söylenilenlerin tam tersini yaparlar. Doğru uygulanmış bazı cerrahiler (nekrotik doku ve kısıtlı tümörektomiler) tümör yükünü azaltarak palyasyon sağlarlar ve tedavilere yardımcı olurlar. Bu tedavilerin içinde hücre ölümlerine programlanmış SÖZDE tedavilerin yeri yoktur.
Aksilla diseksiyonu; kol ödemi, omuz hareketlerinde kısıtlama, deformite, kolda kuvvet azlığı, uyuşukluk vb pek çok probleme neden olur.
LENF nodları vücudun süzgeçleri ve barajlarıdır. Lenf nod diseksiyonları nedeniyle filtrelenemeyen partiküller, lenfatik sistemden dolaşım sistemine geçerek damar tıkanmalarına neden olurlar. Partikül oluşumunda; hücre ölümlerine neden olan tedaviler, infeksiyonlar, aşılar ve oluşan antikorlar önemli rol oynarlar.
Sporcu Sakatlanmalarında COVİD19, mRNA Aşıları Etkisi
8.-SAKATLANMALAR (özellikle sporcu sakatlanmaları)
-Travma, Bir doku veya organın moleküler yapısını veya biçimini bozan, dıştan mekanik bir etki sonucu oluşan yaralanmalara verilen addır.
–Kas hücreleri çok özelleşmiş bir işlevi yani kasılmayı yerine getirmek için evrimleşmişlerdir. Kas kasılması mutlaka çok hızlı, güçlü ve tekrarlanabilir olmalıdır. Kasılmayı (=kaslar arası iletiyi) etkileyen her etken, etki şiddetine, etkilenen dokunun moleküler yapısına göre fonksiyon kayıplarına, fonksiyon kayıpları da kolay sakatlanmalara ve geç iyileşmelere neden olurlar.
A) Sporcularda kolay sakatlanma ve geç iyileşmelerde, COVİD19 ve mRNA aşılarının etkisi; (*)
Kolay sakatlanmaların nedeni, etken ne olursa olsun travma bölgesindeki hücrelerin moleküler yapılarında olan değişimlerdir. Travma etkisine veya moleküler yapıya göre bu etkileşim değişir. Moleküler yapı ne kadar çok değişirse travma etkisi o kadar artarken iyileşme sürecide o kadar uzar.
COVİD19; Virüsler etkili oldukları hücre gruplarının RESEPTÖR proteinlerine bağlanarak hücrelere girerler ve hücrelerin parçalanarak ölümlerine neden olurlar.(Bu tarz hücre ölümleri apoptoz dışı hücre ölümleridir.) Oluşan toksik materyal çevreye yayılır ve NEKROZ gelişir. Hücre ölümleri temas hücre iletilerinin azalmasına ve fonksiyon kaybına neden olurlar. Hücre eksikliği, travmalarda sakatlanmaları kolaylaşırken iyileşmeler geciktirir.
–mRNA aşıları, mRNA bütün hücrelerde %5 oranında olduğundan, bireyin bütün hücrelerinde moleküler yapıyı değiştirerek, biyolojik aktivite değişimlerine neden olurlar. Biyolojik aktivite değişimleri, daha önce sakatlanmalara neden olmayan travmalarda kolay sakatlanma ve geç iyileşmelere neden olurlar. RNA, nın ihtiyaca göre bölünmesi, bölünme gerçekleşen hücrelerde travma veya patojen hassasiyetine neden olur. (*)
Aynı yerden sakatlanmadı, önceki sakatlıkla ilgisi yok, cahil şakasıdır. COVİD19 geçirmiş veya mRNA aşısı olmuş ve veya bu kişilerden mikrop kapmış kişiler, etkilenen hücre grubunun özelliklerine göre sorunlarla karşılaşacaklardır. Bu kişiler gerekli tedavileri görmezlerse; pek çok yıldız sporcu, sanatçı, yönetici ve bilim insanının yıldızı zamanla geçici veya kalıcı olarak sönecektir. (*)
–mRNA aşılarının, hücrelerin moleküler yapılarında değişikliklere neden olması, sadece sakatlanmaları kolaylaştırmaz. Bireyde daha önce hastalık etkeni olmayan patojenlerin, hastalık etkeni olmasınada neden olurlar. Benzer patojenler benzer hücre gruplarında benzer hastalıklara neden olurlar. Örneğin nezle benzeri hastalıklar bulaşma olmadan sık sık tekrarlanır, öksürme değişir, burun akıntısı artar.
COVİD19 geçirmek hastalık gelişen hücre grubunun ölümüne, mRNA aşısı bütün hücrelerde biyolojik aktivite değişimine neden olarak, üreme fonksiyonlarında ve cinsel aktivitede yetersizliklere neden olurlar. (*)
B) Sakatlanmalarda nikotinik asetilkolin reseptörlerinin etkisi;
-Kas kasılmasının bir motor nöronla uyarılması birçok sinaptik kesecikten neredeyse eş zamanlı asetilkolin salgılanmasını gerektirmektedir.
-Nikotinik asetilkolin reseptörü, kas hücrelerinde bulunan nöromusküler bağlantı yerlerinde kas kontraksiyonlarını başlatır. Kas ağrı ve güçsüzlüklerinde nikotinik asetilkolin reseptörleri etkenlerdendir. Hücrelerdeki biyolojik aktivite değişiklikleri nikotinik asetilkolin salgılanmasında değişikliklere neden olur.
-Kimyasal sinyaller bilgiyi bir nörondan ötekine, bir kasa ya da başka bir hedef hücreye taşırken, elektriksel sinyaller, bilgiyi sinir hücreleri boyunca taşırlar.
Asetilkolin reseptörleri;
- –Kalp atışında,
- –Kan basıncının düzenlenmesinde,
- –Hava yollarındaki düz kasların kasılmasında,
- –Vücut ısısının ayarlanmasında
- –Motor ve duygu kontrolünde,
- –Hafıza öğrenme gibi daha karmaşık olayların düzenlenmesinde rol alır.
– Asetilkolin reseptörlerinin eksikliği; Şizofreni, epilepsi, uyuşturucu bağımlılığı ve Alzheimer gibi hastalıklardaki güçsüzlük, hafıza kaybı ve öğrenme yetersizliklerinde de görülür.
-Nikotin, tütün bitkisinden elde edilen bir alkaloit.
-Nikotinikasit, nikotin oksidasyonunda ortaya çıkan bir asit, sinapslardaki iletimi azaltır.
Alkoloid, biyolojik olarak aktif toksik molekülleri ifade eder.
-Reseptör bir şeye bağlanan, ilgi duyan.
- Sakatlanmalarda diğer etkenler.
C) ECM
Dokular sadece hücrelerden oluşmazlar. Doku hacminin çok önemli bir kısmını epitel, kas ve sinir hücrelerinden farklı olarak makro moleküllerinin oluşturduğu ekstraselüler boşluk (ECM) oluşturur. ECM, hücreler tarafından aralarındaki boşluğa salgılanan polisakkaritlerden ve proteinlerden oluşmuş karmaşık bir ağ örgüsüdür. Bu iki temel gruptaki etkileşimler hücrelerin sadece belirli dokuları oluşturmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda hücrelerin içi ve dışı arasında çift yönlü bilgi akışını sağlar. ECM in sahip olduğu özellikler dokunun özelliklerini belirler. ECM, hücreler tarafından oluşturulduğu için yapısı, ECM i oluşturan hücrelere ve oluşan dokulara göre farklılıklar gösterir. ECM farklı dokularda farklı fonksiyonları yerine getirir.
Virüslerin hücreleri parçalayarak öldürmesi, mRNA aşılarının biyolojik aktivite değişimlerine neden olması, ECM in yapısını değiştirir ve fonksiyon kaybına neden olur.
ECM;
-Tendonlara güç atar.
-Böbreklerdeki filtrasyona katılır.
-Derinin eklentisidir. (=bileşenidir)
-ECM hücre hareketlerine yön verir ve gelişimsel olaylar için sinyal üretir.
-Dokular ve hücreler fonksiyonlarını ECM le birlikte gerçekleştirirler.
-ECM temas ve ileti hücrelerinin içi ve dışı arasında çift yönlü bilgi akışını ile birleşmelerini sağlar.
ECM (3) üç ekstraselüler makromolekül kategorisinden oluşur bunlar;
1)Proteoglikanlar (basınçlı, darbeli güçlere karşı direnç sağlarlar.)
2)Fibröz proteinler. (kollajen ve elastin içerirler.) Dokularda yapısal fonksiyonları yerine getiren moleküllerdir.
a)-Kollajen
Hücre dışı matrixin (ECM) önemli yapısal proteini.
Kollajen ve elastin bağ dokunun olduğu kadar deri ve damar duvarları, gözün kornea ve sklera tabakasının önemli bileşenleri olarak ECM içinde yer alan fibröz proteinlerdendir. Kollajen ECM (=hücre dışı matrixin) önemli bir yapısal proteinidir; Prolin, hidroxiprolin, lizin, hidroksilizin ve glisin bakımından oldukça zengindir.
Kollajen; (jelimsi bir madde) İnsan vücudundaki en yaygın protein olan kollajen kayma gücüne karşı dirençli olan sağlam protein fiberlerini oluşturur. Kollajen kemik, tendon ve derideki başlıca protein türüdür. Tendonlardaki kollajen demeti mukavemeti sağlar. Kemikteki kollajen fiberleri, herhangi bir yönden uygulanacak mekanik kayma gerilimine karşı direnç oluştururlar. ECM in içindeki kollajen destek ve güç sağlar. Kollajen 28 farklı türden meydana gelen bir protein ailesidir. Kollajenin proteinleri konumlarına ve işlevlerine göre farklılıklar gösterirler. Rastgele kollajen kullanımları, amaçlanan etkiyi sağlamaz. Tüm kollajenler birlikte vücut protein kütlesinin %25 ini oluştururlar.
b)-Elastin. (Elastik liflerin esas bileşeni.)
Sert ve esnemeye dayanıklı kollajenin aksine, elastin lastik benzeri özellikleri olan ECM içindeki diğer önemli bağ dokusu fibröz proteinidir. Elastin, dokuya esneklik veren birbirine bağlı lastik benzeri iletişim ağıdır. Antitripsin yetersizliğide elastin ile ilişkilidir. Antitripsin yetersizliği olan bireylerin akciğerlerindeki elastazı inhibe etme yeteneği azalır.
Kollajen ve elastin dokularda önemli yapısal roller oynadıkları için bu fibröz proteinlerin üretimlerinin azalması hastalıkla sonuçlanır. Kalıtsal veya sonradan oluşan hasarlar dokuların fiziksel özelliklerini değiştiren anormal fibröz proteinlere sebep olabilirler. Anormal fibröz proteinler dokuların normal fonksiyonlarını etkileyerek, ciddi sonuçlara neden olabilirler.
Elastin eksikliği veya fonksiyon görmemesi durumunda, kan damarları kırılgan hale gelirler, çürükler oluşur, yara iyileşmeleri yavaşlar, diş eti kanamaları ve diş kayıpları ortaya çıkar.
3)Adhezif proteinler. (Fibronektin ve lamin içerirler.)
D) Ağrı kesiciler
Ağrı kesiciler ileti kayıplarına neden olurlar. Ağrı etkisinin kalkması, performans gerektiren fonksiyonlarda, kontrol dışı zorlanmalar nedeniyle, dış darbesiz sakatlanmalara neden olurlar. İyileşme sürecini doku hasarının yoğunluk ve konumu belirler.
E) Dinlenme süresi
Maçtan 72 saat sonra vücudun dinlenmiş olacağı ile ilgili hurafelerin bilimsel bir karşılığı yok. İnsanlar benzer fonksiyonları farklı hücre grupları ile farklı gerçekleştirirler ve fonksiyonlardan farklı etkilenirler.
Hücrelerin yapısal ve işlevsel özelliklerinin çoğu proteinler tarafından gerçekleştirilir. İnsanların moleküller yapıları farklıdır. Herhangi bir moleküldeki bir atomun eksilmesi, artması veya yer değiştirmesi molekülün biyolojik aktivitesini değiştirir. Biyolojik aktivite değişiklikleri farklı etki ve etkenlerden farklı etkilenme nedenidir.
F) İnfeksiyonlar
İnfeksiyonlar moleküler yapıda, özelliklede hücrelerin su oranlarında artışa (ödeme) neden olur. Ödem partikül hareketlerini kısıtlayarak dokularda fonksiyon kayıplarına neden olur. Bu etkileşim, travmalarda sakatlanmaları öne alırken iyileşmeleri geciktirir.
G) Bazı antibiyotikler
Bazı antibiyotiklerin yoğun kullanımları hücrelerin moleküler yapılarında değişimlere ve hücre ölümlerine neden olurlar. Hücre ölümleri ileti kayıplarına, ileti kayıpları, fonksiyon kayıplarına fonksiyon kayıpları zorlanmalara, zorlanmalar sakatlanmalara neden olurlar.
H) Diüretikler
Hücreler ve ECM te su oranlarının düşmesine, moleküler yapının bozulmasına doku direncinin azalmasına neden olarak patojeniteyi artırırlar.
I)Soğuk uygulamaları,
Abartılı soğuk uygulamaları ağrı ve ödem oluşumunu bir süre azaltsa da, hücre ölümleri ile nekroz gelişimine neden olurlar. Nekroz gelişimi temas hücrelerinin değişimine, enfeksiyonlara, ileti eksikliklerine neden olarak fonksiyon kaybına ve geç iyileşmelere neden olurlar.
NOT; Çevrelerinden izole olan hücreler ölürler.
Aşılar
–Virüsler son derece kısıtlı konakçı yelpazesine sahip olup, çok azı insanlarda hastalığa neden olurlar. İnsanlarda hastalığa neden olan virüsler, her insanda ve hastalığa neden oldukları kişilerin, her hücre grubunda hastalığa neden olmazlar. Hastalıklara karşın yaşamın devamını bu yaradılış mucizesine borçluyuz. Virüslerin yıkıcı etkisi, hücreleri parçalayarak öldürmeleri sonucu oluşan toksik materyalin dokuları tahrip etmesi nedeniyledir.
–Bilim çevrelerinin
(Molecular Cell Biology 6E)
(Lodish, Berk, Kaiser, Kriger, Scott, Bretscher, Ploegh, Matsudaira)
Lippincott’s Illustrated Reviews: Cell and Molecular Biology
immünolojik prensiplerin en önemli uygulaması tartışmasız aşılamalardır, patojeni nötralize edebilecek düzeyde antikor yanıtının oluşmasını sağlayan aşılar başarılı aşılardır şeklindeki görüşü yanlış. Aşıların etki şekli (bilindiği gibi değil) farklı. 1905 ten beri bilinen bir konu. Antikorlar, antijenlere özgü oluşurlar, antikor oluşumunun ve yoğunluğunun aşı etkinliği ile ilgisi yok. (*)
BALIK YEMİ GÖRÜR, OLTAYI GÖRMEZ (Çin Atasözü)
Aşılarla ilgili ayrıntılı bilgilere çok yakında çıkacak kitabımda yer verilmiştir.
Burada aşı olmayıp, biyolojik aktivite değişimine neden olan, mRNA aşısı denilen ekstrelerle ilgili bazı bilgilere yer verilmiştir.
–AŞI; Bir patojenden elde edilmiş; aynı patojenin tehlikeli formundan kaynaklanacak hastalığa karşı korunma sağlamak amacıyla hazırlanan materyal (=preparat) diye tarif ediliyor.
mRNA Aşıları
—Aşı bir patojene karşı geliştirilir. mRNA ise bütün hücrelerde %5 oranında var. Patojenler bütün insanlarda ve insanların bütün hücrelerinde hastalığa neden olmazlar, aksi halde yaşam mümkün olmazdı. Buna karşılık mRNA aşıları bütün hücrelerde biyolojik aktivite değişimlerine neden olurlar. mRNA aşılarının etki ve yan etkileri, mRNA nın bölünmesine ve bölündüğü hücrenin özelliklerine göre değişir. Nezle benzeri sık aralıklarla hasta olmak mRNA aşılarının biyolojik aktiviteyi değiştirmesi nedeniyle olur. Benzer patojenler, benzer hücre gruplarında, benzer hastalıklara neden olurlar. Önemli yan etkilerden biride, cinsel aktivite ve doğurganlıkta gerilemedir. (*)
–Harika MOLEKÜLLER olan RNA lar, yazılımın şifresidir. Gelecekte yaşamın programlanmasında kullanılabilecekler, ama gelecekte, bana göre aşı oluşturmada değil.
–Hem DNA hemde RNA konusundaki bilgilerimiz, henüz emekleme aşamasında, yani yetersizdir. Çok sayıda işlevleri yerine getiren ve bütün hücrelerde bulunan mRNA nın, aşı oluşturmada kullanılması, her yaş grubu için riskler içerir. (*)
RNA
1.–RNA bütün hücrelerde var. Bu, mRNA aşılarının bütün hücreleri etkileyeceği anlamına gelir. (mç)
2–RNA bölünebilen bir moleküldür.
3–mRNA ve proteinler sadece gerektiğinde üretilirler.
- — mRNA aşıları kişilere ve bölünmelere göre değişen, biyolojik aktivite değişikliklerine neden olurlar.
- –DNA çekirdekte m RNA sitoplazmada olduğu için RNA, DNA yı etkilemezmiş, şaka olmalı.
–RNA
1.- Haberci RNA (Messenger RNA)
2.-Taşıyıcı RNA
3.-Ribozomal RNA
Üç tip RNA, bütün organizmalarda protein sentezine katılır. İşlevsel açıdan farklı üç tip RNA nın gelişmesi muhtemelen yaşamın kökeninin moleküler anahtarıdır.
RNA ların bilinen işlevlerinden bazıları.
1– Genleri kapatıp açabilirler,
2 –Saldırılara karşı hücreleri korurlar,
3.– Molekülleri değiştirebilir ve genetik bilgileri saklarlar.
4- RNA nın ŞEKLİ, hücre içindeki fonksiyonunu belirler.
5–Bazı RNA lar küçük RNA lara bölünürler.
6–Bazı RNA lar protein parçacıklarını birbirlerine bağlarlar.
7–Bazı RNA’lar DNA ya bağlanırlar.
8- -RNA kendi kendini kopyalayan bir moleküldür.
9–Mikro RNA’lar spesifik mRNA ların translasyonunu baskılarlar.
10–Çift zincirli RNA, lar kendisiyle aynı diziyi içeren bütün hücresel RNA lerin parçalanmasına neden olur.
11- Nöronlar arasındaki sinapsislerde bazı özgül mRNAlar yerleşiktir. Buralarda yerleşik mRNA ların lokalizasyonu öğrenme ve hafızada rol oynayan sinapsislerin korunabilmesi için gereklidir.
12-Hücrelerde, DNA dışında bulunan diğer genetik materyal RNA olup bu molekülün %80 i ribozomlar da bulunur. RNA molekülünün birinci görevi, DNA daki saklı genetik bilgiyi aminoasit dizileri halinde proteinlere çevirmektir.
13-Mesajcı RNA ( =mRNA), transkripsiyon (=yazılım) olayında görev alır. DNA’da bulunan genetik bilginin bir proteine çevrilmesinde rol oynar.
14-Bir mRNA nın kararlılığı, kodlanan protein sentezinin hızla nasıl kapatılabileceğinide belirler. mRNA nın aşı oluşturmada kullanılması, mRNA nın kararlılığını bozar.
15-RNA ya müdahalenin, spesifik genlerin ifadesini değiştirdiği deneyler sırasında keşfedildi.
16- Tam işlenmemiş pre-mRNA lar, hücrelerin işlevlerini engelleyebilecek hatalı proteinler üretebileceklerinden, nukleustan sadece tam olarak işlenmiş mRNA ların transferi kritik öneme sahiptir.
17-DNA’nın işlev görmesi için proteinlere, proteinlerinde var olmak için DNA ya ihtiyaçları vardır. RNA iki işi yapabiliyor;
1.Bilgi saklamak,
2.Kendini kopyalayarak hücreleri canlı tutmak ve böylece yaşamı devam ettirmek.
18-mRNA‘ların, çekirdekteki genetik kodları kopyalayabilmesi DNA ya bağlıdır.
19-DNA kararlı moleküldür, genetik bilgiyi saklar. RNA ise DNA dan aldığı bilgiyi protein üretebilmek için RİBOZOM a götürür. Aslında bir genin protein ürünü, mRNA protein sentezinin başlangıcından parçalanmasına kadar, ömrün her aşamasında düzenlenir. Bu nedenle genetik düzenleyici işlemlerde DNA kadar RNA da etkilidir.
20–(DNA) da depolanmış bilgi, genler tarafından düzenlenir ve transkripsiyon sürecinde, ribonükleik asite (RNA) kopyalanırlar.
21.–mRNA lar bir hücrenin bütün parçaları ile iletişime geçip gerekli proteinleri gerekli zamanlarda birlikte üretirler. Bir mRNA, kodladığı proteine çevrilmeden önce, nukleus dışına sitoplazma içine taşınmalıdır.
22.- Pek çok hücresel RNA nın büyüklük ve konformasyonlarındaki farklılıklar, onların hücrelerde özgül görevleri görmesine neden olur.
mRNA aşıları bu fonksiyonların hepsinde farklı zamanlarda değişimlere neden olurlar, bu etkileşimler kişilere ve dozlara göre değişirler. (mç)
Beslenme
–Sağlıkta en çok konuşulan ve içinde yalanı barındıran konu beslenmedir. Söylenenlerin %90 ı yalan, %10 uda sizin için doğru olmayabilir.
–Tüm organizmalar, hayatta kalabilmek için besinlere ihtiyaç duyarlar. Bizler besinlere bize sağladıkları enerji ile vücudumuzu geliştirmek, onarmak ve üremek için ihtiyaç duyarız. Besinler aynı zamanda vücuda madde kazandırırlar. Enerji veya besin dediğimizde aklımıza öncelikle karbonhidratlar gelir. Bilinen iki milyon bileşenin 1.700.000 ni (bir milyon yediyüzbinini) karbon bileşenleri oluşturur. Bileşenlerin oluşumu kişilerin moleküller yapılarına göre farklılıklar gösterirler. (İnsan vücudu tüp değil.) Değişik ve karmaşık yapıları ile proteinler hücrelerde sayısız işlevleri yerine getirirler. Hücreler 20 farklı amino asidi düz bir zincir şeklinde birbirine ekleyerek bir proteini oluştururlar. Bizler amino asitlerimizi ya diğer moleküllerden sentezleriz yada tükettiğimiz proteinlerin yıkımından sağlarız. Sentezleyemediğimiz ve sağlık için besinlerden almamız gereken temel (esansiyel, elzem) amino asitler sekiz (8) tanedir. Bu sekiz (8) amino asiti, garip isimli mucizevi nesneler değil sadece mısır ve fasulye birlikte karşılarlar.
Bir nesne (besin) aynı miktarı ile farklı kişilerde, kişilerin moleküler yapılarına göre farklı bileşenler oluşturur. Bir besin (=nesne) aynı kişide aynı miktarı ile bir daha aynı bileşeni aynı sayıda oluşturmaz, aynı etkiyi göstermez. Aynı miktarı ile iki farklı zamanda aynı etkiyi gösteren herhangi bir mucizevi nesne yoktur. Oksijensiz ve karbonsuz bilinen yaşam olmaz, oksijensiz ve karbonsuz karbonmonoksit (CO) te olmaz. Onda o var onu yapar, bunda bu var bunu yapar, sadece yalandır. Bugüne kadar sadece pişirme sağlık ilişkisi ile ilgili 25.000 den fazla öneride bulunulmuş. Az pişir, vitamini gitmesin, çok pişir mikroplar ölsün.
Sigara
–Kimyasal karsinojenlerin insan kanserleri için risk oluşturduğu genel kabul görse de, yalnızca birkaç kanser, sigara içenlerde daha çok görülür. Daha çok bilimde bir ölçü birimi değildir.
Bir etken istisnasız her bireyde, aynı miktarı ile, aynı etkide, aynı doku veya organda, aynı hastalığa neden oluyorsa, o hastalığın etkenidir. Aynı hastalığa neden olmuyorsa patojeniteyi paylaştığı en az bir etken (=suçlu) daha vardır. Farklı patojenler, farklı bileşenler oluşturarak farklı hastalıklara neden olurlar. Şununla şunun arası veya yüzde ile ifade edilen her şey yalan veya yanlıştır. Sabıkalı yaratmak gerçek suçluyu gizler ve bilimin önündeki en önemli engeldir. (*)
–Sağlıkta; beslenme ile birlikte en çok konuşulan ve yalanı barındıran konu sigaradır. Her türlü dumanda olduğu gibi sigara dumanında da bir aromatik hidrokarbon olan(= CROH 12) BENZO(a)PİREN maddesi bulunur. Benzo (a) piren, insan sağlığı için zararlıdır.
BENZO(a)PİREN maddesi; Kömür, katran, sigara, her türlü duman, petrol ürünleri atıkları, egzoz gazları vbg pek çok kimyasal maddede bulunur. Sadece sigaranın konuşulması, sigara düşmanlığından rant sağlama amaçlıdır.
Kanser olgularındaki artışı, sadece sigara içimindeki artışla ilişkilendirmek kolaycılıktır. Benzo (a) piren maddesi, herkeste kansere neden olmaz. Buna karşılık solunum ve dolaşım sistemi ile ilgili hastalıklara neden olur, performansı düşürür. Kanser olgularındaki artışta, mucizevi nesneler ve performans artırıcı maddelerin gelişi güzel kullanımları herkeste çok önemli etkenlerdendir. (mç)
- Bakış Açım
- Yararlandığım Bilim İnsanları
- Yanlış Bilinenler
- İmmün Sistem = (Başarısızlığın mazereti) (*)
- Destek Tedavileri (Yaşasın yalan)
- Yaş – 65 Sihirli Yaş (*)
- Kanserler
- Metastaz
- Meme Kanserleri
- Tonsil ve Lenf Nod Diseksiyonları
- Sporcu Sakatlanmalarında COVİD19, mRNA Aşıları Etkisi
- Aşılar
- mRNA Aşıları
- Beslenme
- Sigara